BASINDA SAADET
[ 17 Subat 2003
] ERBAKAN'IN ÇAGRISI - AHMET TASGETIREN
Bir hafta sonra (23 Subat)
siyasi yasagi dolacak olan ve Saadet'in basina
geçmesi beklenen, ondan bir hafta sonra da
hükümetin ilk üç ayini degerlendirmek üzere bir
tv mülakatina hazirlanan Erbakan, (bir dosya
dolusu tv daveti oldugunu ifade ediyor)
Cumartesi aksami gazetecilerle mutad
bulusmalarindan birini daha gerçeklestirdi.
Amaci "bayramlasma" vesilesi ile üç konuda
kamuoyuna düsüncelerini ulastirmakti. Birinci
konu, AIHM'nin RP ile ilgili karari idi. Erbakan
kararin RP ile ilgili olmadigini, gerçekte "Islam'in
yargilandigi"ni ifade ediyor, bunun "hukukla
bagdasmadigi"ni vurguluyordu. Kaldi ki dava 4
yil sürmüs, siyasi yasagin kalkmasina sunun
surasinda bir hafta kalmisti. Yani yasak fiilen
uygulanmisti. Erbakan AIHM'nin misyonunu dikkate
alarak "Insanlik adina üzüntülerini açiklama
geregi duymakta" idi. Ikinci konu, "hükümetin
performansi"na iliskindi. Mart sonunda hükümetin
ilk üç ayi dolacakti ve Erbakan'a göre
ekonomideki yangin basta olmak üzere, dis
politika ve insan haklari gibi ana alanlarda
"hiçbir sey çözülmüyor, her sey kötüye
gidiyor"du. Bu bulusmanin en acil gerekçesi
Irak konusu idi. Erbakan, daha söze baslarken
"hükümetin en büyük hatasi ABD'ye yardimci
olmaktir" diyordu. "ABD ise, Arz-i Mevud'a
ulasmak isteyen Israil tarafindan kullanilmakta"
idi. "Israil bölgede bir büyük Islam ülkesi
istememekteydi. Irak'tan sonra sira Iran'a,
Suudi Arabistan'a, Misir'a, Suriye'ye ve
Türkiye'ye gelecekti. Amerika bölgeye
yerlestikten sonra bir daha çikmayacakti. Çünkü
Israil'in bölgede sürekli bir bekçiye ihtiyaci
vardi. ABD Afganistan'a karsi Pakistan'i
kullanmis, hiçbir vaadini yerine getirmemisti.
Simdi de Irak'a karsi Türkiye'yi kullanacakti."
Böyle devam ediyordu Erbakan... Sunlar da
Erbakan'in Irak-Türkiye-ABD ekseninde tartisilan
konular hakkinda en net vurgu ile dile getirdigi
his ve düsünceler: -Mehmetçigin kanina karsilik
ABD bütçesi verilse yetinmeyiz. -Savastan sonra
masada yer almak çocuk masali. -ABD'ye yardim
etmek degil, engelleme görevimiz var. -TBMM'den
üslerin ve limanlarin kullanilmasina iliskin
çikan karar vahim bir hatadir. -Biz müstemleke
degiliz. "Çaremiz yok, esiriz, köleyiz" diyerek
bir yere varilmaz. -Amerikalilar'i sirtimizda
Irak'a tasima anlamina gelecek olan karari asla
Meclis'e getirmemek gerekir. Meclis'e geldiginde
de milletvekilleri buna asla oy vermemelidir.
Böyle bir karari tarih asla affetmez. Ayrica bu
karar karsisinda 7 sülalemiz dua etse affolmaz.
-Bu savasi önlemek mümkündür. Kuzey Kore'nin
dolarin kullanimini yasaklamasi örnek bir
davranistir. Türkiye çok daha aktif ve barisi
koruyucu bir politika üretmesi lazimdir. Çünkü
savas sadece felaket getirir. -Türkiye'nin
elinde D-8'ler gibi bir imkan var. Bu derhal
devreye sokulmalidir. Yarin D-8'ler toplansa ve
ABD mallarina boykot karari alinsa, bu bile
ABD'yi savas kararindan döndürecektir. Çünkü 800
milyonluk bir nüfus söz konusudur. Ayrica
D-8'lerin karari Çin, Rusya ve Hindistan
tarafindan da desteklenecek, böylece boykot, 5
milyarlik bir nüfus destegi kazanacaktir. Gandi,
Ingiliz sömürgeciliginin önünü, böyle bir
boykotla kesmis ve Hindistan'in bagimsizligini
kazanmasinin yolunu açmistir. -TV'lerde
gösterilen silahlara kimse kanmasin. ABD aslinda
dünyanin en zayif ülkelerindendir. Dünya çapinda
bir boykot, ABD'nin gücünü kiracaktir. Erbakan,
gazetecilere sesleniyor "Sizlerden rica
ediyorum, bu çagrimi millete duyurun" diye...
Erbakan, hükümetteki eski dava arkadaslarina
sesleniyor "Gözlerini dört açsinlar, bu büyük
bir vebal olur" diye... Erbakan, "Cumartesi
sohbeti"nde bir "misyon adami" hüviyetindeydi.
Aksam saat 19.00'da kabul ettigi gazetecilerden
önce, saat 14.00'ten itibaren degisik toplum
kesimlerinin temsilcileriyle görüsmeler yapmisti.
Kendisine, uluslararasi planda, Çin ile Dogu
Türkistan, Rusya ile Çeçenistan,
Hindistan-Pakistan ile Kesmir konularinda
barisçi bir uzlasmaya ulasmasi için arabuluculuk
basvurusunda bulunuldugunu bildiriyordu. Buradan
Çin, Rusya, Hindistan açilimli bir ittifak
perspektifini gündeme getirmis olmaktaydi. Irak
konusundaki vurgulu çagrisi, Islam cografyasi
konusundaki hassasiyetinin yansimasi gibiydi.
Erbakan, hiç süphe etmemek gerekir ki, hâlâ,
bütün heyecani ile gündemin içinde duruyor.
Saadet'in basina geçtiginde oy planinda halkla
nasil iletisim kuracagini kestirmek mümkün
olmasa da, tek basina etkin bir muhalefet
olusturacagi ve vurgulu üslubunun mutlaka
yankilar olusturacagi süphe götürmez. En
azindan su andaki durusunun hükümetten çok daha
rahat oldugu gayet açiktir. "Hükümet olsaydi ne
yapabilirdi?" sorusu ayri ama muhalefette bir
"Erbakan sesi"nin çok önemli ve gerekli
oldugunu belirtmek
durumundayim.
atasgetiren@yenisafak.com
<mailto:atasgetiren@yenisafak.com>
Bu haber 6 defa okundu.
|